Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
ŞÖVALYELER MÜCAHİD POSTU GİYDİ
“Bir din adamı,ezilen halkı zalime karşı savunmak yerine,onlara sabretmeyi ve şükretmeyi öğretiyorsa,o din adamı halk için en büyük düşmandır” demiş -Ali Şeriatı-
İbni Haldun ise "Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil, alışmış oldukları tokluk öldürür.” demiş; Rabbimiz Allah cc ise Asr Suresinde: Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir) buyurmuş.
Günümüz insanlarından, bir gurup Ali Şeriatiyi referans alarak diğer gurubu, diğer gurup ise İbn Haldun'u refarans alarak esasında insanların kıtlık değil elde ettikleri refah seviyesini kaybetmekten endişe duymaktalar diye beyanda bulunurlar. Allah cc hakkı ve sabrı tavsiye edenler kurtulurlar onlar ziyanda değillerdir. Buyuruyor.
Vel hasıl: Ali Şeriatı bu sözü zannımca kendisi iranlı olduğu için İranı kastetmiş olabilir, yine bu söz zalim İsrail için, zalim Esed vb. için söylene bilir. Çünkü oralarda zulum vardır. İsrail Filistin halkına zulmetmektedir, topraklarını işgal etmektedir. Esed kendi halkının üzerine kurşun yağdırmaktadır. Zalimlik had safhadadır. Din adamları İsraile, baş kaldırmayın, Esede karşı dik durmayın deseler hak vermesek haksızlık etmiş oluruz.
Ülkemizde son çeyrek asra yakın zamandır, insanların refah seviyesi eskiye nazaran epeyce yükselmiş, hemen hemen arabası olmayan, kalmamış, ödediğimiz fatura sayısı çoğalmış her evde ortalama 500 TL iletişim faturası ödenir olmuş, sosyal devlet anlayışı ile neredeyse maaşa bağlanmayan kalmamış vs. ; 2020 yılı itibariyle tüm dünyada pandemi baş göstermiş, ekonomide bozulmalar, spekülasyonlar gibi durumlar zuhur edegelmiş. Lakin kimse alıştığı hayatından ödün vermiyor. Ekonomi kötü, bu ay gezmeye gitmeyelim, dışarıda yemeyelim, eldeki kıyafetle bir tur daha idare edebilirim, yenisini almayalım. Arabamızı değiştirmeyelim biraz daha binelim diyen yok......... Amma soğan, sarımsak, patates üzerinden ekonomi muhabbeti yapan çok. Tabi stokcuları da unutmayalım.
Din, vatan, millet, hak, adalet..... davaları, bir zamanlar özyurdunda garip öz vatanında parya olanların çektikleri sıkıntılar, uğradıkları haksızlık ve zulümler unutulmuş. 28 Şubat ve aveneleri ile birlikte iş tutulur olmuş. Kırk yılı aşkın süredir batılı güçler tarafından finanse edilerek ülkemizin başına bela edilen, Ülkemizi bu güzel vatan toprağını bölmek parçalamak isteyen terör örgütü ve yandaşları ile, onlarla iş tutanlarla iş tutulur olmuş. Bütün inananlar kardeştir ilahi fermanı unutulmuş. Kıskançlıklar, hırslar, ihtiraslar ön planda tutulur, ci, ci, ci, diye birbirimizi yaftalar olmuşuz. Omuz omuza birlikte verdiğimiz mücadeleleri çoktan tarihin çöplüğüne atmışız.
İman ettiğimiz Peygamberimiz karnına taş bağlamamış mıydı. Kuru bir hasır üzerinde uyumamışmıydı. Çanakkale'de ecdadımız bu vatanı aç susuz müdafaa etmemişmiydi. 15 Temmuz günü tankların önüne kendini siper edenler ne için etmişti.
Şimdi diyeceksiniz ki sende zalime karşı sabrımı tavsiye ediyorsun. Hayır
Kimse kusura bakmasın ama İbn Haldun haklı, kıtlık yok ama, eğer varsa bile insanımız kavuştuğu ve alıştığı refahın elinden gitmesinden korkuyor, dolayısı ile rızık endişesi yaşıyor. Oysa biz iman etmemişmiydik; "Errızku Alallah" rızkı veren, artıran, daraltan Allah cc değilmiydi?
İsterseniz kusurada bakabilirsiniz! "Mücahid ler cihah meydanında manayı kaybetti, maddeye esir düştü. Şövalyeler mücahid postu giydi.